31 Temmuz 2009 Cuma

Konser

Dün akşam çok uzun zamandan beri ilk defa konsere gittim.
İşyerinden arkadaşlarımla. Çok eğlenceli, çok keyifliydi.

Konser, Göksel ve Yalın'ındı. Göksel'in son albümünü zaten çok beğenmiştim ve almıştım. Yalın albümünü almasamda, duydukça severek dinlediğim bir sanatçıydı ama sahne performansının bu kadar iyi olmasını beklemezdim. Sayesinde oynadık bile konserin sonuna doğru :)

sanatçılara biz de eşlik ettik


keyfimizi belgeledik

koltuklara tünedik


her günümüz böyle olsun istedik

konserden önce Midpoint'te Beste'nin bu güzelim fotoğrafını çektim.
Kendimle gurur duydum :)

sahte dövmem nasıl?
Alper ve Beste'nin eseri


İyi ki gitmişiz diyorum, başka birşey demiyorum :)

Darısı Serdar Ortaç konserinin başına :P

Marjo

Marjo geçen ay bloğunda küçük bir yarışma düzenledi. Ben makyaj özürlü bir hatun olarak sorduğu soruyu bilecek kıvamda değildim tabiki ama yüzsüzlüğü ele alarak yarışmaya dahil oldum :)

ve kazandım :P

Marjo çok güzel hediyeler göndermiş, yanına güzel bir kart ve çok güzel bir yazıyla. Üstelik Tibet'i de unutmamış :)


Tibet'in çikolatayı gördüğü zamanki yüz ifadesini çekebilmek isterdim :)

Hepsini çok beğendim ama rujlara ve tırnak süsüne daha çok sevindim.
Çünküüü ben tırnak süslerini böyle kullanırım :)


Bu sayede koleksiyonuma yeni bir çeşit eklemiş oldu Marjo bilmeden :)

Marjocum, çok ama çok teşekkürler. Günüme renk kattın, bizi çok mutlu ettin.
Sık sık böyle yarışmalar düzenle, bende bütün yüzsüzlüğümle katılıp, kazanayım tamam mı? :P

Öpüyorum, kucaklıyorum seni.
Tibet'te öpmemi istedi, çok teşekkür etti :)

30 Temmuz 2009 Perşembe

MİİMMMMM

Canım, tatlım, taze anne adayı She is beni mimlemiş.
4 soru sormuş, hadi bakalım demiş.

Çoğu blogger bu mim olayından sıkılmış vaziyette ama benimkiler daha taze olduğundan sanırım, sevdim :)

1. Hayatındaki önemli 3 erkek ?

Bunun cevabı çok kolay, Babam, eşim ve tabi ki TİBET :)))


2. Yaşadığın şehrin dışında sevdiğin 3 şehir ?

İlki şehir değil, İzmit'in Kandıra ilçesine bağlı Kerpe kasabası.
Hayatımda çok fazla yer görmedim ama gördüklerim içinde, en güzelinin orası olduğunu düşünüyorum. Orayı görmeden önce direk Fethiye diyebilirdim ama Kerpe her görüşümde beni benden almayı başararak Fethiye'nin önüne geçmeyi başarmıştır.


Onun dışında vereceğim iki isim görmeyi istediklerim aslında. Biri yine şehir değil, bu sefer ülkenin kendisi TİBET (bilmemki oğlumuzun ismiyle aynı oluşu size birşey çağrıştırdı mı?).



Yaşam tarzları, inançları, Çin'e gösterdikleri direniş ve Dalai Lama gibi bir bilgenin bu ülkenin bireyi olması oraya olan merakımı, ilgimi daha da artırmakta. Umarım görmek nasip olur.

Bir diğeri Prag. Şehrin fotoğraflarını her görüşümde oraya gitme isteği uyandırıyor bende, bilmem ki niye :)


(araya birde Safranbolu ve Artvin'i sıkıştırmak isterim. onları da çok görmek istiyorum).

3. En önemli fobin?

Hava karardıktan sonra apartman merdivenlerinden inerken lambanın sönmesi. Merdivenin neresinde olursam olayım, çakılır kalırım! Kendime gelip, ışığı bulma çabalarım yaklaşık 1 dakika alır, bu kısa görünse de benim için ciddi bir zaman dilimidir :(

4. Giyim konusunda en çok tercih ettiğin renk?

Galiba en çok siyah ve beyaz kullanıyorum ama dönem dönem takıntılarım olur. Bir tshirte takarım ve onu giyerim sık sık doğal olarak o tshirtin rengi neyse en çok o renk üzerimde görünmüş olur. Mesela bu ara çok tatlı bir yeşil tuniğe takmış vaziyetteyim, zırt pırt onu giyiyorum. Bakınız profil resmimdeki tunik :)

ve paslıyorum...

Bellek Kutusu, GörkemSan ve Marjoooo :)

24 Temmuz 2009 Cuma

23 Temmuz 2009 Perşembe

Dilimin ucunda kelimeler

Tibet Bey'imizin bu aralar dili çözüldü, bu sayede kendisinin ne kadar çenebaz bir kişilik olduğunu da öğrenmiş olduk, dün akşam kucağımda olmasaydı filme alacaktım, bıcır bıcır konuştu, biz güldükçe abarttı :)))

Aklıma gelen kelimeleri sıralayayım :
  • Çüt - süt
  • Çu - su (içmek için istiyorsa yine buradaki ve aşağıdaki videodaki gibi, yok başka planları varsa çu diye istiyor)
  • Cuucu - Burcu
  • Abuu - Ebru
  • Çöööpa - Büşra
  • Pitsaya - Bilgisayar
  • Battiye - Battaniye
  • Bakkiye - Makine
  • Kaakem - Kalem
  • Mamaka - Makarna
  • Memek - Yemek, ekmek
  • Ağaba - Araba
  • Ha haaan - Araba ile atta gitmek
  • Kakız - Sakız
  • Tivision - Televizyon
  • Punkin - Manke (köpeğimizin adı)
  • Yeğie - Yerine! (köpeğimize söylüyor)
  • Kaakuf - Karpuz
  • Doğurt - Yoğurt
  • Çüttü - Düştü
  • Ay - Kucağına al, elimdekini al
  • Key - Gel
  • Ayyah - Allah (bir keresinde elimden bir şeyi düşürünce, gayri ihtiyari söyledim. ondan beridir ne düşse Allah diyor)
  • Ayyah Ayyaaah - güya şaşırıyor :)

Artık cümle kurmaya da başladı. En popüler cümleleri :
- Anne, ben atta didiom! (el sallayıp, öpücükte gönderiyor)
- Anne, doğurt yiyom!
- Ayça, ağabaya bin! (niye kendisi binmiyorsa)
- Pitsaya aç! (emirin bini bin para!)
- Baba keydiii :)
- Anne işe diittiii, yok! (eller iki yana açılıyormuş)
vs...

Son zamanlarda diş fırçasına da iyice takmış vaziyette. Madem öyle artık diş macunu da alayım bari dedim. Sonuç budur :D

21 Temmuz 2009 Salı

Yaşım oldu 2

Tatilde değiliz. Niye annem çikolata yememe izin verdi acaba?
Amaaannn, üzümünü ye bağını sorma! :)

Burada bir şeyler oluyor, herkes benimle ilgileniyor?!
Bunu üfle dedi annem, ne ki bu? Değişik güzel birşey ama ne?!


Aaaa, üfleyince alkışlıyorlar! Dur bir daha üfleyeyim.
Anne yak yine şunları!

5 kere içeride yeniden yaktırıp, alkışlattırdım.
3 kere de mutfakta yaktırıp, alkışlattım mı tamamdır :)

Dedem bana araba almış, gaza bastın mı gidiyor :)

Üçlü tamamlandı böylece.
Emzik, battaniye ve araba!

Bütün arabalarımı buraya koysam,
Cem Yılmaz'ın galerisiyle aşık atarım! :P

Şu Ebru'da ne güzel kız ama!
(Annenin notu: Gerçekten Ebru'yu kesiyor!)

Şu şapkayı takarsam kesin etkilenir benden!

Halam kurşun döktü bana.
Korkmayayım diye alkışladılar beni.
Çok eğlenceli, hep alkışlasınlar beni :)



Yaşgünümü kutlayan herkesi öpüyorum.
Muccckkkkkk!!!!

20 Temmuz 2009 Pazartesi

ilginçlikler

Bu aralar yollarda ilginç olaylar yaşıyorum.
Kimisi komik, kimisi korkutucu.

1. Bir sabah otobüsteyim, en arkada ortada oturuyorum. Bol yolculu bir duraktan yolcu aldı otobüs, arkadaya doğru ilerledi insanlar. Yanım boş. Biri oturup oturmamak konusunda kararsız. Ayağını bir oturacakmış gibi ileri atıyor, bir geri. Nihayet oturmaya karar verdi. Komik bir durumdu, içimden güldüm. Bir kaç durak sonra inmek üzere kalktığında pantolonunun arkasına sıkıştırdığı silahı gördüm!
İndiği durakta karakol vardı, belliki polis. Yine de yanında kim olduğunu bilmediğin birinin silahla dolaşıyor olabileceği fikri gerçekten korkutucu! Ürktüm...

2. Bu olay Bellek Kutusu'nun şu postu sayesinde aklıma geldi.

Geçen akşam eve gidiyorum, önümde de üç adet çıtır tadında kızlar yürüyor. Karşıdan karşıya geçerken amcanın biri üstlerine doğru sürdü arabayı, kızlardan biri de "amca ezseydin bari" dedi. Adamın verdiği cevap hem güldüren, hem sinirlendiren cinsten oldu "ezerim tabii senin gibisini, yeterki iste!"

Bellek Kutusu'nun dediği gibi tepeleyeceksin böylelerini ama olayın o anki gelişimi benim gülmeme neden oldu. Kız dumur oldu, kıpkırmızı kesildi, ne diyeceğini bilemedi, arkadaşına dönüp "aaaa, ne dedi duydun mu?" diyebildi sadece. İşin komik olan diğer yanı arkadaşlarının hiçbir şeyin farkında olmamaları, yaşlı amcanın yanındaki kadının büyük ihtimalle karısı olmasıydı...

3. Ben mükemmel bir anne olduğumu iddaa etmiyorum tabii ama bazı ebeveynlerin çocuklarına yaptıklarını gördüğümde çok sinirleniyorum.

Yine geçen akşam eve giderken, yolda bir çift ve 2-3 yaş civarında oğulları karşı yönden geliyorlardı. Çocuk yolda yatan bir köpekle ilgilenmeye başladı ve doğal olarak tempoları aksadı. Babanın çocuğun yürümesi için söylediği inanılmazdı!
"Hadi yürü yoksa köpek seni HAM yapar!"

Buna yorum dahi yapmak istemiyorum...

17 Temmuz 2009 Cuma

Tatildeyiz -3-

Annem tatilin şerefine herhalde, bol bol çikolata yememe izin verdi.

Bu izni boşa harcamadım, sonuna kadar kullandım :)

Cool takıldım...

Denizden tekrar korkunca, bana havuz yaptılar.
Çok güzel vakit geçirdim yine.

Yengeç burcu olduğum belli oluyor mu?

Üstüne havuzda banyo bile yaptım!

Bu sene ilk defa dondurma yedim!


The End.

Haftaya yaşgünü fotoğraflarımla görüşürüz herhalde,
bir de bu aralar cümle kurmaya başladım,
annem onları da yazar fırsat bulunca :))))

16 Temmuz 2009 Perşembe

Tatildeyiz -2-

Denize gittik ama ben dalgalardan korktum, kıyıda oynamayı tercih ettim.

Acıkınca simit yedim, şemsiyeden yansıyan renklere hayran oldum.

Adapazarı'na kocaannemlere gittik. Onlarla çok eğlendim.

Sonra hep beraber Kerpe'ye gittik, yollar bir harikaydı.

Kerpe'nin denizi ne güzelmiş. Durgun... Korkmadım, hatta botumla açıldım :)

Çıkınca yine kıyıda oynadım. Şu kova, su ve kum üçlüsü bir harika.




Devamı var...

15 Temmuz 2009 Çarşamba

İLK MİM

Sevgili Dolunayım şekerim benim mimlemiş. Böylece blog hayatımın ilk mimini alarak MİLLİ oldum :)
Mimin konusu itiraflar... İlk başta "neyi itiraf edeyim şimdi" dediysem bile, biraz düşününce çıktı birşeyler.

O halde başlıyorum:


Ben geçmişini hatırlamakta güçlük çeken tiplerdenim. Bu büyük ihtimalle 18 yaşımdan sonra oldu. Bir sonraki maddede siz de bana hak verirsiniz sanırım. Ortaokul hatta lise yıllarımdan bile toplasanız ikişer kare var aklımda.

18 yaşımda ailece hayatımızı derinden etkileyen bir olay yaşadık. Bu olayın benim için farklı olan tarafı benim hiç ama hiçbir şey hatırlamıyor olmam! Büyük ihtimalle olay sırasında beynim kısa devre yaptı :)

Daha da vahim olanı bu olaydan sonrası bence. Olayın devamında kendimce hikayeler yazmış, buna sonuna kadar inanmış ve bir hayal dünyasında yaşadığımı henüz bu yıl öğrenmiş biriyim ben! Ailem yıllarca yazdığım bu hikaye konusunda sırf üzülmeyeyim diye beni bozmamış. Bunu öğrendiğim anda tokat yemiş gibi oldum ve itiraf ediyorum kendimden korktum!

Gençlik yıllarımda fazlaca çekingen ve suskun biriydim. Neredeyse hiç konuşmazdım. Arkadaşlarım ben konuştuğum zaman "Yuppi, Sibel konuştu!" der ve beni alkışlarlardı :P Neyseki şimdi sadece yabancı ortamlarda böyleyim.

Eşimle barda tanıştım :) Adamı gördüğüm an çarpıldım, yetmedi asıldım!
Hayatımda ilktir, sonucu bellidir :D

Zayıfkende kilomdan şikayet ederdim. Şimdi şikayet etmekte haklıyım ama bunu değiştirmek için birşey yapıyor muyum? Henüz HAYIR!

İtiraf ediyorum kankamla yaptığımız kız kıza tatilleri çooookkk özlüyorum!

Tibet'in doğumundan sonra "iyi biri olmalıyım, oğluma örnek olmalıyım" düşüncesi bende takıntı halini aldı. Kötü biri değilim çok şükür ama itiraf ediyorum bu takıntı bir dönem hayatımı ele geçirdi. Şimdi çok şükür artık bana "İNSAN" olmayı öğreten bir Yol Arkadaşım var.

Yol arkadaşım sayesinde ne kadar olumsuz biri olduğumu öğrenmiş oldum ve birşeyleri değiştirmenin ne kadar zor olduğunu!
Allah ona sabır, bana kararlılık versin :)

ve son olarak bu blog dünyası bende bağımlılık yaptı ama hiç şikayetçi değilim.
İyi ki Tibet vesile olmuş bu bloğu açmama. Sayesinde sizleri tanıdım.

Şimdi bu mimi Yaz Aşkı'na BestofBeste'ye, Şule'ye ve Calanon'a paslıyorum.

Hadi kolay gelsin :))))

14 Temmuz 2009 Salı

Tatildeyiz -1-


Gittiğimiz gün balkondan yağmurun sular seller götürürcesine yağışını seyrettik!
Koca Dayı bizi atta götürsün diye cilveler yaptık!
Yemeği büyük ve renkli bir misafirle yedik!

Üstüne balkonda uyukladık!
Yetmedi kendimize uyku arkadaşı edindik!

Hiphop'çı takıldık!

Büyüklerden fırsat buldukça direksiyona geçtik!

Karadenizli bir kızla fena ilgilendik!

Köpeğimizle sarmaş dolaş olduk!


Devamı var....