Bunca zaman havaların bahardan hallice gidip gidip, geçtiğimiz hafta sonu bozması bir şeye delalet midir acep?
Tibet ve benim heyecanla beklediğimiz bir hafta sonuydu. Aslında Deniz ve Yaz’ın da... Planlanmakta olan bir çekim geçtiğimiz hafta sonuna alınınca, Deniz ve Yaz bizimle birlikte gelemediler...
Tibet’le beraber düştük yollara. Davetli olduğumuz eve giderken kar yağmaya başladı. Bücürümün “Anneee, bak kar yağıyor!” demesiyle farkettim kar olduğunu.
“Anne beraber kardan adam yaparız, birbirimize kar atarız çok yağarsa di mi?”
Hatırlıyor olması beni şaşırttığı kadar sevindirdi.
Yolda tabelaların gideceğimiz yönü gösteren oklarını araya araya, güle oynaya ve sanki elimizle koymuş gibi bulduk evi.
Çok gizemli oldu değil mi? :)
Cumartesi günü Civciklerin yaşgünündeydik biz.
Blog dünyasında ilk tanıdıklarımızdandır Özge ve Civcikler. Doğal olarak bizim için özellerdendir. Özge dünya tatlısı, çekiğin ötesi gözlere sahip bir güler yüz. Sarılıp sıkılası, çok ama çok sevilesi. Eşi deseniz öyle. Civcikleri söylemeye bile gerek yok, yanakları yeter!
Öyle bir masa hazırlanmıştı ki, ilk başta kimsenin dokunup bozmaya eli gitmedi.
Özge ısrar etmek zorunda kaldı :)
Özge'nin el becerisi de mükemmel. Misafirlerine vereceği hediyeler için çantaları da kendi hazırlamış. Harika olmamış mı?
Civcikler o günün kendi günleri olduğunun farkında, arkadaşlarıyla mutlu, arada bir nazlı, arada bir ressam, bazen konuşmacı ama en önemlisi sıkı şarkıcıydılar.
Alemsin civcikoğlan, aklıma geldikçe gülüyorum hala :D
Tibetse kendine bir asker arkadaşı buldu. Daha girer girmez sahiplendi Can abisini. Sanırsınız kırk yıldır tanıyor, kırk yıldır dost.
“Sen bırak şimdi fotoğraf makinasını, hadi gel içeride oynayalım!”
Can sağolsun hiç kırmadı Tibet’i. Eşi Şeyma ile birlikte onunla oyunlar oynayıp, ne istediyse yaptılar. Çok yaşayın emi dostlar :)
Canım civciklerim, hep mutlu, huzurlu, keyifli ve bereket dolu bir hayatınız olsun.
Hep sevdiklerinizle... ve bizimle ;)